ÖZET
İran, devrimden bu yana ABD’nin ambargolarına maruz kalmış bir ülkedir. Bu ambargolar ile ekonomisi zayıflamış ve kırılgan bir hale gelmiştir. Ayrıca, ülkenin enerji sektörü ve altyapısı için finansman ihtiyacı oldukça fazladır. Rusya ile ilişkilerinde tarihsel tehdit ve Rusya’nın bazen ABD ile yakınlaşabilmek için İran’ı dikkate almayan tutumları İran perspektifinde Çin’i önemli müttefik konumuna getirmiştir. Son yıllarda, Avrasya’nın iki büyük gücü olan İran ve Çin arasında, devrimin ilk yıllarında soğuk olan ilişkiler sonraki yıllarda kapsamlı stratejik ortaklığa evrilmiştir. Bu çalışmanın amacı, İran İslam Devrimi sonrası İran-Çin ilişkilerinin nasıl ve neden geliştiğini neorealist bağlamda irdelemektir. Ayrıca, çalışmada İran (İran İslam Cumhuriyeti) ile Çin (Çin Halk Cumhuriyeti) ilişkilerini kolaylaştıran ve sınırlandıran faktörler irdelenmiştir. Neorealizm, ülkelerin dış politikalarını güvenlik, güç, güç dengesi, ulusal çıkarlar ve ittifaklar bakımından ele almaktadır. İran ile Çin’in ilişkilerinin de güvenlik endişeleri, stratejik hedefler, güç dengesi ve ekonomik çıkarlar yönünde gelişmeye devam ettiği tespit edilmiştir. İki ülke ilişkilerini kolaylaştıran faktörler olarak, stratejik hedefler, güvenlik alanındaki endişeler ve dengeleme arayışı, ekonomik bağlar öne çıkmaktadır. Çin, Kuşak Yol Girişimi kapsamında, İran’a siyasi, ekonomik, askeri ve finansal bakımdan destek verirken, İran, zengin petrol ve doğal gaz rezervleri ile Çin enerji güvenliğine ve dolayısıyla ekonomik kalkınmasına destek vermektedir. Çalışmada, İran’a uygulanan uluslararası yaptırımlar, bölgesel rekabetler, her iki ülkenin ABD ile ilişkilerinin kötüleşme potansiyeli ve İran kamuoyunun tepkileri ise iki ülke ilişkilerini sınırlandıran faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. İran-Çin ilişkilerinde neorealizmin test edildiği bu makale, iki ülke arasındaki ilişkinin gelişimini öğrenme ve geleceğini tahmin etmede literatüre katkı sunmayı amaçlamıştır.